İsrail’in Gazze’deki saldırılarına dünya çapında tepki yağarken, bu tepkiler içindeİsrailli Meclis Üyesi, Yahudi siyasetçi Dr Ofer Cassif’in isyanı dikkat çekiyor.
Hamas saldırılarında en yakın arkadaşını kaybeden Cassif, CNN Türk’ten Elif Zeynep Özipekçi’ye konuştu ve İsrail saldırganlığına isyan etti.
İSRAİL’İN YAPTIĞI ŞEY GÜVENLİK DEĞL, İNTİKAM AMAÇLIDIR
Hamas saldırısını kınasa daGazze’deki saldırılara tamamen karşı olduğunu vurgulayan Cassif bunun sebeplerini şöyle açıklıyor;
“Birincisi vicdani, çünkü Gazze’deki saldırılar tamamen masum sivillere yönelik yapılıyor. Şu andan itibaren 11 binden fazla masum sivil öldürüldü ve ben bunların yarısının çocuk olduğunu biliyorum. 3 binden fazlası da kadın. Bu masum siviller Hamas için hiçbir şey yapmadı. Hamas’a karşı yapacakları bir şey yok. Onlar İsraillileri öldürmedi. Bu nedenle İsrail savaş suçu işliyor. Gazze’de elektrik, yakıt ve su yok. Hastaneler yaralılara bakamıyor. Cerrahlar hiçbir şey yapamıyor, ameliyatlar yapılamıyor. Çünkü elektrik ve ilaç yok. Bu saldırılar insanlığa karşı bir suçtur. Şu anda İsrail hükümetinin yaptığı şey güvenlik değil intikam amaçlıdır ve intikamın yanında yapılan bu fiyasko Filistinlileri marjinalleştirilerek kıyımlarına göz yummaktır. Karşı çıkmamın diğer nedeni, bu saldırılar tüm bölgeye hızlıca yayılabilir.”
“PROTESTOLAR IRKÇI BAKAN BEN GVİR TARAFINDAN ENGELLENİYOR”
İsrail’de saldırılara karşı çıkan protestoların yasaklandığına dikkat çeken İsrailli Meclis Üyesi “Maalesef israil şu anda tam olarak faşist bir ülke gibi davranıyor. Savaş karşıtlığı, savaş karşıtı çağrılar/protestolar ve her türlü ateşkes çağrısı yasaklanıyor, hatta Filistin’deki masum halkla empati göstermek bile İsrail tarafından zulüm ve işkenceye maruz bırakılıyor.” dedi ve sözlerine şöyle devam etti;
“Bu protestolar, ırkçı faşist bakan Ben Gvir tarafından engelleniyor. Dolayısıyla protestolarda durum kötü. Son olarak İsrail’deki Arap Yurttaşlar Komite Başkanı, Knesset’in eski bir Arap nüfusu destekçisi üyesiyle birlikte gözaltına alındı. Ardından bir kadın, sadece öldürülen İsraillilerin sayısını bir bakanın evinin önüne yazdığı için gözaltına alındı ve gözaltı kararı mahkeme reddine rağmen bir hafta uzatıldı. Ben de Knesset’ten 45 günlüğüne uzaklaştırıldım çünkü bu saldırının bir kıyım olduğunu söylemiştim.”
“İSRAİL HÜKÜMETİ ARAP VE YAHUDİ VATANDAŞLARI AYRIŞTIRMAK İSTİYOR”
“Sizler, İsrailliler ve Arapların bir arada yaşadığını söylüyorsunuz. Saldırıların ardından sivil vatandaşlar arasındaki ilişkiler nasıl etkilendi?” sorusunu cevaplayan Cassif, İsrail’de yaşayanların yüzde 25’i Filistinli olduğunu vurguladı ve şunları söyledi;
“Şu anda hükümet ilişkilerimizi mümkün olduğunca kötüleştirmeye çalışıyor, bizleri farklılaştırmak aramızda bir ötekileştirme yaratmak istiyor. Arap ve Yahudi vatandaşları birbirinden ayırmaya çalışıyor ve bu maalesef çoğu Yahudi tarafından destekleniyor. Şanslıyız ki birçok Yahudi de, 1 milyona yakın Filistinli de biliyor ki biz birlikte yaşayabilir ve birlikte işgale karşı eşitliğimiz için mücadele edebiliriz. İsrail hükümetiArap ve Yahudileri bölmek ve ayrıştırmak istiyor. Ve hatta görünüşe göre İsrail hükümeti bu şiddetin artmasını istiyor. Böylece faşist ırkçı amaçlarını artırıyorlar. Ve arkalarına güç alıyorlar. Ancak Yahudilerin bir kısmı ve Arap azınlık, İsrail’in Araplar üzerinde uyguladığı etnik temizlik politikasına, Apartheid sistemine ve tabii ki İşgale karşı çıkıyor.
“1967 SINIRLARINA GERİ DÖNÜLMELİ, İSRAİL İŞGAL ETTİĞİ YERLERDEN ÇEKİLMELİ”
Barışın olması için hangi taleplerin yerine getirilmesi gerektiği sorusuna da cevap veren Cassif şu ifadeleri kullandı;
“Öncelikle hemen acilen ateşkes istiyoruz. Tüm herkes için ateşkes gerekiyor. Tabiki asıl bedelini Filistinli yurttaşlar ödüyor ama İsrailliler de ödüyor. Ateşkes, mahkumların salıverilmesi ve rehinelerin bırakılması hemen yapılmalı. Ama bundan önce işgal sona ermeli. Bu da demektir ki İsrail işgal ettiği yerlerden çekilmeli. 1967 sınırlarına dönülmesi gerekiyor. Yani, Gazze Şeridi, Batı Şeria ve Doğu Kudüs Filistin’e verilmeli ve bağımsız, özgür Filistin devleti kurulmalı. BM’nin önerisine uygun, Filistinli mülteciler için adil yerleşim kararları uygulanmalı. Ancak bunlarla barış mümkün olabilir. “
