Türkiye ekonomisi 2021 yılında girdiği kötü yönetim krizinden hala çıkmaya çalışıyor.
AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Faiz sebep, enflasyon sonuçtur’ kendine özgü ekonomi teorisi TL’nin hızla değer kaybetmesine yol açtı.
Hazine Bakanlığı’ndan da Lütfi Elvan’ın görevden alınması sonrası atanan Nurettin Nebati’de Erdoğan’ın ‘Faiz sebep, enflasyon sonuç’ teorisini devam ettirdi.
Nebati’nin o dönemde, “Neo klasik ekonomi düşüncesinden epistemolojik bir kopuşu temsil eden heterodoks yaklaşımı benimsedik” sözleri ise hafızalarda yer edindi.
KAMU BANKALARI PARA YAĞDIRDI
Erdoğan ve Nebati’nin ekonomik teorisine göre, şirketlere düşük faizle kredi verilecek ve bu sayede onlar çok yatırım yapıp üretecek ve ekonomi de cari fazla verir hale gelip ekonomi kurtulacaktı.
Bu amaçla bir kredi genişlemesine gidildi düşük faiz oranlarıyla şirketler kesimine özellikle kamu bankaları üzerinden para yağdırıldı.
Ancak ortaya çıkan tablo ise bambaşka oldu. Şirketlerin aldıkları bu ucuz kredileri yatırıma dönüştürmeyip onun yerine gidip bankadan döviz aldığını ortaya çıktı.
10haber sitesinde yer alan habere göre, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın, Tarık Alperen Er, Aykut Şengül, İbrahim Yarba imzalı ‘Ani Kredi Büyümesi ve Firma Davranışı: Bir Vaka Analizi’ araştırmasına göre, 2022’nin ilk 6 ayında, kredi/satış oranını artıran şirketlerin net döviz alımı yüzde 773 arttı.
DÖVİZ FIRLADI ENFLASYON PATLADI
Kredi genişlemesinin sonuçlarından biri olarak ise döviz fiyatları hızlıca arttı ve enflasyonun patlama yaşadı.
Araştırmaya göre kredi/satış oranını artıran şirketlerin bir önceki yılın aynı dönemine göre net satışları yüzde 120 artarken, azaltanların satışları ise yüzde 152 oranında arttı.
İki grubun ithalat ve ihracatında önemli bir farklılaşma görülmezken ucuz kredinin nimetlerinden faydalanmayı tercih edenlerin net döviz alımında yüzde 773 gibi olağanüstü bir artış görülürken, kredi/satış oranını azaltanların döviz alımında ise yüzde 151 gibi daha makul oranda bir artış oldu.
Veriler Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde kullanımı denetlenmedikçe aşırı ve seçici olmayan kredi büyümesinin beklenen sonuçları vermediğini teyit ediyor.
Merkez Bankası’nın yaptığı araştırmada kredilerdeki ‘aşırı’ büyümenin fiyat istikrarı ve finansal istikrarda bozulmalara yol açarak ekonomiyi dış şoklara karşı savunmasız hale getirdiği de vurgulandı.